Kalça rahatsızlıklarının birçoğunda tetikleyici ve ön aşamalı rahatsızlık olarak karşımıza çıkan kalça kireçlenmesine daha detaylı bir şekilde bakılmalıdır. Bu sayede kalça kireçlenmesi hakkında daha net bir bilgiye sahip olunabilmekte ve tedavi yöntemleri daha rahat anlaşılabilmektedir. 

Kireçlenme Nedir?

Kalça kireçlenmesi problemine değinmeden önce kireçlenme nedir konusuna göz atmak gerekmektedir. Kireçlenme olarak bilinen hastalığın tıp literatüründeki adı osteoartrit olarak bilinmektedir.  Bu hastalık eklem dokularda bulunan kıkırdak bölgesinin yıkımına sebep olmaktadır. Ayrıca kıkırdak dokunun yıkımı ve eklem harabiyetine de bağlı olarak meydana gelmektedir. Eklemlerde genel olarak ağrıya ve tutukluğa neden olmaktadır. Birçok kireçlenme durumu olmasına rağmen en sık olarak karşılaşılan türü ise osteoartrittir. Diz eklemi bölgesinde de sık olarak görülmekte olan bu kireçlenme türü sonuç olarak eklem bölgesinde şiddetli ağrıya ve buna bağlı olarak da şişliğe sebep olmaktadır. Bu kireçlenme türü yine yaşlanmaya bağlı olarak açığa çıktığı için genel olarak eklem tahribatı adını da almaktadır. En çok ise ortalama elli yaşın üstünde bulunan kimselerde görülmektedir.

Osteoartrit denilen bu kireçlenme olayının nasıl oluştuğuna bakılacak olursa ilk olarak eklem kıkırdağında oluşan hasardan sonra meydana geldiği ifade edilebilir.  Kıkırdak denilen yapı eklem yüzeylerini kaplayan kaygan olmak üzere yarı sert bir yapıdır. İçerisinde su ve protein bulundurmaktadır.  Asıl görevi ise eklem üzerinde oluşan yükleri emme yolu azaltarak kemiklere ulaştırmaktır.  Ayrıca bir diğer görevi ise eklem yüzeyleri arasındaki sürtünmeyi engellemek buna bağlı olarak da yine sürtünme sonucu oluşacak olan tahribatı azaltmaktır. Lastiksi bir kıvama sahip olan kıkırdak doku yük altında esnemektedir ve yük üzerinden kalktığında ise tekrar düzleşerek eski halini almaktadır. İşte burada kıkırdak içinde bulunan su miktarı ise bu davranışın ortaya konulmasında en büyük etmendir. Kıkırdakta oluşan hasar sonrasında ise ağrı şişlik ve eklem bölgede şekilde bozukluğu meydana çıkmaktadır. Kıkırdak hasarlandıktan sonra yeni bir kıkırdak oluşumu olmamaktadır.

Osteoartrit hastalığı genel olarak uzun yıllar sonucunda oluşan bir olaydır. Burada iki tip olduğu bilinmelidir. Birinci olan parmakları ve omurgayı ayrıca kalçaları ve dizleri tutarken ikincisi ise genel olarak kıkırdak dokuya zarar vermektedir. 

Kalça kireçlenmesi olayına gelindiğinde ise buna sebep olan durumlar kesin olarak bilinmese de eklem hasarı ve yaş ile birlikte fazla kilolar temel etmenler arasında yer almaktadır. Yine kalça ekleminin normal oluşmadığı kalça çıkığı durumlarında kıkırdak dokuda oluşan kalıcı hasarlarda yahut ağır işle uğraşan kişilerde daha çok görülmektedir.  Ayrıca bir etken veya risk faktörü bulunmasa da kalça kireçlenmesi oluşmaktadır.

Oluşan kireçlenme ise kalça kemiğini şu şekilde etkilemektedir. Bazı hastalar kireçlenme vakası ile karşı karşıya kaldıklarında en temel olarak yürümekte zorlanacaktır.  Hastada başlarda hafif dereceli ağrı görülürken bunu takip eden dönemde şiddetli ve keskin ağrılar meydana gelmektedir. Ağrı ise bazı durumlarda kasıkta bazı durumlar uyluk kısmında bazen ise bacakta bile hissedilmektedir.  Kalçada bulunan eklem bölgesinin hareketlerinde de zamana bağlı olarak kısıtlanmalar görülecektir.

Kalça kireçlenmesinin bulgularına bakıldığında ise hastalar genel olarak bazı belirtiler veya şikayetler ile hekime başvurmaktadır.  Yataktan kalkma esnasında veya uzun süre oturma durumunda kalça ekleminde oluşan sertleşme sık bir şikayettir. Yine kalça ekleminde oluşan ağrı bunu takip eden şişlik veya hassasiyet kemiğin kemiğe sürtünme hissi veya bu sesin duyulması da sık bir durumdur. Yürüme esnasında engelleme veya topallamaya bağlı olarak kalça eklem hareketlerinde oluşan kısıtlılık, ayakkabı veya çorap giyerken kişinin zorlanması şikayetler arasında yer almaktadır.  Kalça eklem ağrısı ve bu ağrının zamana bağlı olarak geceleri de istirahat halindeyken devam etmesi durumu da en sık şikayetler arasında yer almaktadır.

Kalçada oluşan kireçlenmenin tanısının koyulması ise kesin olarak bir hekim tarafından yapılmalıdır. Kalça eklemi kireçlenmesinde doktor genel olarak hastayı tedavi ederken ne kadar süredir bunun devam ettiğini ve bu sorunun ne gibi şikayetlere yol açtığını sormaktadır.  Doktor genel olarak da kalça eklemi hassasiyetini eklemde bulunan hareket açıklığının durumunu yine kalça ekleminden ses gelip gelmediğini incelemektedir. Ayrıca yine kalçada hareketi esnasında ağrı olup olmadığını muayene esnasında incelemektedir. Hastayı yürütmek ve yürürken herhangi bir topallama olup olmadığı değerlendirilmektedir. Kalça çevresinde buluna kas ve bağların da durumu değerlendirilmektedir. Fakat kesin olarak tanıyı ise röntgen ve MR gibi grafilere bakarak koymaktadır.

Kalça kireçlenmesinde tedaviye bakıldığında ise öncelikle hastanın istirahat etmesi gerektiği ve ideal kilonun üzerinde ise kilo vermesi gerektiği bilinmelidir.  Yine kalça bölgesine fazla yük bindiren ve ağrı yapan aktivitelerden kaçınılmalıdır. Kalçaya az yük bindiren aktivitelerin başında gelen yüzmek ve bisiklete binmekte ise herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

 Fizik tedavide ise uzman eşliğinde uygulanan özel hareketler ile kaybedilen kalça hareket açıklığı ve kalça çevresi kasların kaybedildiği özellikleri tekrar yerine kazandırılmaktadır.  Kalça ve bacaklarda bulunan kaslar ise güçlendirilmektedir.

 Cerrahi olarak yapılan tedavi de ise genellikle protez cerrahisi olmakla beraber daha az kapalı cerrahi işlem yardımı ile kireçlenme olan bölgede kişinin kalça eklem hareket alanı genişletilmektedir.