Dr. Deniz Algün Ortopedik Bilgi

Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır

Diz Kireçlenmesi
diz-kireclenmesi

Diz kireçlenmesi kelime anlamından farklı olarak dizdeki kıkırdak yapının kaybı ve diz aşınmasının kemik kemiğe sürtünme aşamasına denir. Önceleri kişinin gün içerisinde diz ekleminde oluşan ağrılar sonrasında ise gece uyurken veya istirahat halinde iken de meydana gelmekte ve yavaş yavaş şiddeti artmaktadır. Bu ağrının yanı sıra zaman geçtikçe de kişinin eklem bölgesinde şişlik meydana gelmekte ve takılma ile birlikte kilitlenme gibi sorunlar da oluşmaktadır. Tüm bunların sonrasında ise kişi her gün ağrı kesici kullanmaya ve artık diz eklemi bölgesinde bulunan şişliğin de artması ile birlikte şiddetli bir seviyede hareket kısıtlılığının da görüldüğü aşamalarla hasta bu süreci yaşar.

Diz Kireçlenmesi Nedir?

Diz kireçlenmesi olayına ise daha detaylı bakıldığında şu ifadeler kullanılabilmektedir. Diz eklemi vücutta bulunan en geniş eklem olmasının yanı sıra kıkırdak yüzeyi ölçüsü açısından da en geniş olan eklemdir. Medikal olarak tibia femoral ve lateral tibia femoral kompartman ayrıca patella femoral eklem olmak üzere üç ana yapıya ayrılmaktadır. Diz kireçlenmesi dediğimizde ise aslında tibia femoral ve patella femoral olarak göz alınmalıdır. Ortalama olarak kişinim yaşam süresinin uzamasında ve buna bağlı olarak da kişide şişmanlığın yaygın hale gelmesi ve bazı durumlarda yaşanan travmalar nedeni kıkırdak aşınmaları otuz beş yaştan itibaren kişide görülebilmektedir. Kişinin ise altmış veya altmış beş yaşından sonra kireçlenme durumu yüzde on ile otuz civarında artış göstermektedir.

Diz Kireçlenmesinin Belirtileri

Diz kireçlenmesi rahatsızlığının belirtilerine bakıldığında ise en önemli ve başta gelen belirtisi dizde oluşan ağrılardır. Bu ağrı ise eklem bölgesini kullandığınız süre boyunca artış gösterirken aynı zamanda istirahat etme ile azalmaktadır. Diz de bulunan iç kısmın kireçlenmesi olayında ise merdiven çıkmak ile ön kısmının kireçlenmesinde ise merdiven inmekle ve uzun süre oturmak gibi pozisyonlarda ağrıların arttığı gözlenmektedir.

Diz kireçlenmesi olayında klinik olarak bulunan bulgulara bakıldığında dizde hareket esnasında tutukluluk dizde bulunan yumuşak dokunun sertleşmesi ve hareket esnasında eklem dokudan kırılma gibi seslerin gelmesi de bu bulgular arasın yer almaktadır. Ayrıca eklem hareketlerinde kısıtlanmaya bağlı olarak yaşanan deformasyonlar dizde bulunan ve göz ile görülebilen şekil bozuklukları da bulgular arasında yer almaktadır. Dizde görülen gevşeklik ve şekil bozukluğu gibi durumlar ise rahatsızlığın son evrelerinde meydana gelmektedir. Eklemde görülen serbest kıkırdak parçaları ise dizde yürüme veya hareket esnasında kilitlenmeye sebep olmaktadır.

Diz kireçlenmesi (Diz osteoartriti) rahatsızlığında ise tanı ayakta ve yük vererek çekilen grafiler hastalığın tanımlanmasında yeterlidir. Nadiren MRG tedavi planlamasına yardımcı olur. Tedavide ise hastanın yaşı önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Aktivite seviyesi ve tutulan diz kompartmanı sayısı da göz önünde bulundurulmaktadır. Antiflamatuar olarak kullanılan ilaçlar eklem içine yapılan enjeksiyonlar. Ayrıca özellikle diz kapağı ve altında (patellofemoral eklem) kireçlenmesi olan kişilere fizik tedavi uygulaması, dizinde şişme olmayan hastalara da kaplıca tedavisi de önerilmektedir. Burada hastalığın ilerlemesindeki en büyük etkenler hastanın bacak anatomisi ve kilolarıdır. Kişi hastalığının ilerlemesini azaltmak ve yakınmaları azaltmak için kilo vermelidir. Ancak aktivite seviyesi düşmüş hastalarda bu kolay değildir. Aktivite seviyesi de hastalığın ilerlemesinde etkili olmakla birlikte hastanın aktivitelerini azaltması istenmemelidir. Aktivite sınırı ağrıdır. Ağrı yapmayan her türlü aktiviteye izin verilmelidir. Hastalığın ilerleyici bir rahatsızlık olması nedeni hastalar sıkça hekim başvurusunda bulunurlar. Radyolojik bulgulara göre diz kireçlenmesi rahatsızlığı bir iki üç ve dört olmak üzere derecelendirilmektedir. Aslında amaç hastanın yaşam standardını korumaktır.

diz-kireclenmesi-nedir

diz-kireclenmesinde-tedavi

Diz Kireçlenmesi Kimlerde Görülür?

Diz ekleminde kireçlenme olayı yapılan araştırmalara göre eskiden otuz beş yaşın altında bulunan kişilerde yüzde iki oranında görülürken yapılan yeni araştırmalara göre ise bu oran yüzde sekizlere kadar çıkmaktadır. Bu artışın en önemli nedenleri arasında ise bilinçsiz olarak yapılan spor aktiviteleri ve obezite olarak görülmektedir. Bazı hastalıklar da dizde meydana gelen kireçlenmeyi tetiklemektedir. Bunların en başında ise romatoid artrite gibi romatizmal hastalıkların yanı sıra eklem içi kırıklarda eklem yüzeyinin bozulması bunlardandır. Nedeni tam olarak bilinemeyen kireçlenmeleri ise genetik etkenlerin yanı sıra ileri yaş veya kilo gibi sorunlar tetiklemektedir. Kasların zayıf olması dize yaşanan travmalar da bu kireçlenme vakasını artırmaktadır.

Bazı kontrolsüz ve bilinçsizce yapılan sportif aktiviteler, kişide her ne kadar sağlıklı olduğu hissi uyandırsa diz problemlerine neden olabilir. Spor yaparken kesin olarak bir uzman yardımı almak, sorun olduğunda ilerlemeden ortopediste danışmak gerekmektedir. Aksi takdirde sorunlar çözümü güç aşamalara ilerler. Yine ayrı bir neden ise kireçlenmenin tam olarak tetikçisi bilinen obezite sorunudur. Obezite ile alınan kilolar da kişinin vücut ağırlığı direkt olarak eklem bölgesine vurmaktadır. Bu da kişide oluşan eklem rahatsızlıkları arasında kireçlenmenin en önemli etkisidir.

Diz Kireçlenmesinde Tedavi

Diz kireçlenmesinde tedavi olarak ise tek bir tedavi yöntemi olmadığının bilinmesi gerekir. Eğer kişide ki kireçlenme başlangıç aşamasında ise egzersizler yardımı ile yine buna bağlı olarak kilo verme ile ve ağrı kesiciler tedavi uygulanabilmektedir.

Glukozamin preperatları, fizik tedavi, aktivite düzenlemeleri, eklem içi hyoluronik asit uygulamaları ile yeterli sonuç alınamazsa özellikle 60-65 yaş altında yapılan bazı cerrahi uygulamalar protez cerrahisine gidilmesini engelleyebilir veya geciktirebilir. Bu cerrahi tedavilerin en sık uygulananı artroskopik debridman denilen eklemde kayganlığı bozan, sürtünmeyi arttıran bozuk menisküs ve kıkırdak yapıların temizlenmesidir. Uygun vakalarda yapıldığında, zaman zaman da hyoluronik asit enjeksiyonları ile desteklenirse hastalarda uzun süreli konforlu bir hayat sağlar.

Şu sıralar çok popüler olan PRP ve eklem içi kök hücre enjeksiyonlarının hiçbir bilimsel kanıtı yoktur. Bazı vakalarda alınan olumlu sonuçlar plasebo etkisine bağlıdır. Kişisel olarak bu uygulamaların hastanın suiistimali olduğunu düşünüyorum.

Yapısal olarak bacakları içe kıvrık hastaların dizin iç kısmındaki kireçlenmelerinde bacağın kıvrıklığını düzelten yüksek tibial osteotomi uygulaması özellikle erken dönemlerde çok iyi sonuçlar vermektedir. Diğer tedavilerden sonuç alınmadığında diz protezi % 98 oranında başarı ile yapılmaktadır. Başarı kriteri ağrısız aktivite ve dizin en az 90 derece kıvrılması demektir.

Etiketler:

81

Dr. Deniz Algün

Dr. Deniz Algün

Ortopedi ve travmatoloji uzmanı, spor hekimliği, omuz - diz - kalça artroskopik ve protez operasyonları ile özel olarak ilgileniyor. 1963 doğumlu ve Ankara Tıp Fakültesi mezunu. Ortopedi ve Travmatoloji ihtisasını S.S.K. İstanbul Hastanesi'nde tamamladı.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

meniskus-onarimi

Menisküs Onarımı

Her insanın en temel hareket aktivitesini kısıtlayan ve olumsuz etkileyen ...
                                                                                                                                                               

on-capraz-bag-onarimi

Ön Çapraz Bağ Onarımı

Eğer diziniz dönerek düştü iseniz; dizinizi oluşturan iki ana kemiği ...
                                                                                                                                                                 

diz-protezi

Diz Protezi

Diz fonksiyonel açıdan insanın günlük yaşamında büyük önem taşımaktadır. Gerek ...